Hakkımda

Fotoğrafım
1964'DE İZMİT'TE DOĞDU.LİSE TAHSİLİNİ İZMİT'TE TAMAMLADI.1984 SENESİNDE EVLENEREK İSTANBUL'A YERLEŞTİ.1986 ve 1988 DE MELİKE VE MERVE DOĞDU.KIZLARI KÜÇÜKKEN ÜNİVERSİTEYİ SOSYOLOJİ EĞİTİMİ ALARAK TAMAMLADI.HALEN İŞLETME OKUMAKTADIR.ÜSKÜDAR,KADIKÖY,KOCAELİ HALK EVLERİNDEN MEFRUŞAT,MİNYATÜR,TAKI TASARIMI,KUMAŞ BOYAMA,GÜMÜŞ KABARTMA ÇALIŞMASI,TAHTA BOYAMA,İNGİLİZCE,BİLGİSAYAR,TÜRK VE OSMANLI MUTFAĞI BÖLÜMLERİNDEN SERTİFİKALAR ALDI.26 YIL SONRA KOCAELİ'NE GERİ DÖNDÜ.BİRÇOK DERGİ VE GAZETELERDE YEMEK REÇETELERİ YAYINLANDI.YEREL KANALDA YEMEK PROGRAMI YAPTI.HALANIN YERİ TÜRK LOKANTASININ KURUCULARINDANDIR.İSTANBUL'DAKİ POLİTİKA ÇALIŞMALARINA KOCAELİ'DE DEVAM ETTİ.DSP'DE İKİ DÖNEM İL BAŞKAN YARDIMCILIĞI,İL VE KURULTAY DELEGELİĞİ,2014 GEBZE BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI,KADIN KOLLARI İL BAŞKANLIĞI, 25.VE 26.DÖNEM DSP KOCAELİ 1.SIRA MİLLETVEKİLİ ADAYI, DSP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI OLDU.MART 2016 TARİHİNDE GÖREVİNDEN VE PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ.THÖKELİ İMRE & ZİRİNYİ İLONA MACAR DOSTLUK DERNEĞİ BAŞKANI.ADD KOCAELİ ŞUBESİ 2. BAŞKANI.HALEN KÖRFEZ İLÇESİNDE İKAMET ETMEKTEDİR.

5 Mayıs 2015 Salı

CHP-DSP İKİ PARTİ ARASINDAKİ FARK NEDİR?


CHP-DSP
iki parti arasındaki fark nedir?.
Aslında DSP nin ‘Demokratik Sol’ olarak gelişmesi ve CHP ile farklılaşması eski CHP de ‘Ortanın Solu’ parti politikası olarak kabul edildikten sonra başlamıştır. 1967 de buna karşı çıkan Turhan Fevzioğlu ve arkadaşları CHP den ayrılmışlardır.
1972 de Bülent Ecevit CHP Genel Başkanı seçildikten sonra ‘Ortanın Solu’ nu halka tanıtmaya yönelmiştir. Bunun ‘Sosyalizm’ den farklı olduğunu belirtmek için ‘Sosyal Demokrasi’ ve ‘Demokratik Sol’ kavramlarını kullanmaya başlamıştı. Sonuçta ‘Demokratik Sol’ ifadesi üzerinde birleşme sağlandı. Ecevit’ e göre bu terim yıpranmamış, yozlaştırılmamış ve kendi kendisini tanımlayan bir terimdi.
Böylece 1976 Kurultayında, ‘CHP Demokratik Sol Bir Partidir.’ İfadesi parti programına eklendi. Bunu kabul edemeyenler CHP den kopmaya başladı.
1 ) Bu yeni demokratik sol akım, batı Avrupa’ da ki Sosyal Demokrasi’den farklıydı. Onun gibi Marksist kökene dayanmıyor ve bu kültürün etkisinde değildi.
CHP ve SHP gibi partilerin program ve uygulamalarında hala bu Marksist Kültürün esintilerini görmek mümkündür.
Oysa DSP nin Marksizm ile hiçbir tarihsel bağlantısı yoktur ve bundan esinti almamıştır. DSP Türk Toplumunun özelliklerine ve değişen dünya koşullarına uygun çağdaş ve özgür bir sol akımdır.
2 ) Geleneksel Sol, tarihsel gelişiminde salt işçi hareketini temsil eden partiler olarak doğmuştur.
Demokratik Sol Hareket de CHP içersinde 1960 lı yıllarda işçi hakları için verilen mücadele ile başlamış olmakla birlikte daha sonra köylü, esnaf, sanatkar, memur gibi diğer halk kesimlerini de içersine alarak sosyal adaletçi, yeniliklere açık, Atatürkçü, milliyetçi ve emperyalizme karşı bir akım olarak gelişmiştir.
3 ) Günümüzde bazı sosyal demokratlar batıdaki emperyalizmin kendilerine sağladığı kazançlara sahip çıkarak emperyalizm ve enternasyonalizm arasında sıkışıp kalmaktadır.
DSP bağnazlığa kaçmadan dindarlığı, tutucu olmadan geleneklere bağlılığı, faşist, yayılımcı ve ırkçı olmadan milliyetçi ve ulusalcılığı savunur. Oysa batı sosyal demokrat anlayışına sahip partilerde bu geniş halk kitleleriyle kucaklaşma olamaz. Mümkün de değildir.
4 ) Günümüzün yeni CHP si demokratik sol kavramını reddederek, Batının, ‘Çağdaş Sosyal Demokrasi’ kavramını benimsemiştir. Bu kavram CHP nin de bünyesinde bulunduğu Sosyalist Enternasyonal bünyesinde bulunan partilerin genel görüşüdür. Buna göre; Bu devletler, Dünya devletleri arasındaki ticarette ortada dönen bir deli para vardır. Küreselleşme süreci, içersinde ulus-devletleri düzenleyen, denetleyen ve gelirlerini yeniden dağıtan, uluslar arası dayanışmayı kabul eden bir üst kurulun (Ulus-Devletler üstü Kurul) oluşmasını destekler.
Uluslar arası silah ticareti, küresel vergiler, küresel spekülatif sermaye bu kurul tarafından oluşturulan bir fona aktarılarak yoksulluk ve hastalıklarla mücadelede ve geri kalmış ülkelerde kullanılacaktır.
Düşünce olarak güzel görünen bu çağ dışı anlayış uygulamada sömürü haline dönüşmektedir. Bu gün Afrika kıtasının çeşitli bölgelerinde yirmi milyondan fazla insan açlıktan ölmek üzere olmasına rağmen, bunlara yardım sözü verilmiş olmasına rağmen senelerdir hiçbir yardım ulaşmamıştır. Sömürgeci devletler önce kendi halklarının refahı için bu fonları kullanmaktadır.
Sosyal Demokratlar fonlardan elde edebileceği kazancın peşindedir. Silah ticaretine, ekonomik teröre ve çevre kirlenmesine sessiz kalmaları da bunun gereğidir. Gelişmiş ülkeler bu ekonomik sömürü sonucu önce kendi işçi, köylü ve diğer kesimlerini nemalandırma peşindedir.
Batılı Çağdaş Sosyal Demokrat görüşe göre; sağ partilerin politikalarında olduğu gibi ‘Devlet küçültülmelidir’. Devlet piyasaya müdahale etmemelidir. Devlet ancak düzenleyici ve denetleyici olmalıdır.
Oysa sağ partilerin görüşüne yaklaşan bu sınırsız özelleştirmeci tutuma Ecevit ve DSP, devletin korunması için elzem olan haberleşme, madencilik gibi birçok stratejik öneme sahip alanda karşı çıkmaktadır.
5 ) Uluslar arası yardım fonları oluşturulması da Küreselleşmenin bir yönüdür. DSP küreselleşmeye karşı olmamakla birlikte, bunun ülke için zararlı etkilerinin ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılmasını önermektedir.
CHP diğer sağ partiler gibi düzenin bir partisidir ve uluslar arası oynanan ‘al gülüm ver gülüm’ oyununun bir parçası gibi görünüm vermektedir. Bu oyuna tek müdahale girişimi Ecevit’lerin kurmuş olduğu ve halka mal ettiği DSP nin demokratik sol açılımı ile olmuştur. Ecevit bu açılımda ilk defa Kamu sektörü ve özel sektör arasında üçüncü bir sektörün varlığını ortaya koymuştur. Bu halk sektörüdür.
Burada size Ecevit’le olan küçük bir söyleşi aktarmak istiyorum. Polatlı ilçe örgütü kurulacağı zaman oradaki üyelerimize DSP ve CHP arasındaki farkı anlatmak için ne söyleyeliyim diye sorduğumda Ecevit ; ‘Onlara şunu anlatın, Polatlı’ da kekik ekimi yapılıyor. Bundan örnek verebilirsiniz. ANAP yönetiminde, kekik ekimi sonrası tüccar gelir, üreticiden istediği fiyata kekikleri alır. Bunu satar ve karını cebine atar. Bu serbest piyasa ekonomisidir. CHP yönetiminde devlet uygun bir fiyata kekikleri alır. Değerlendirir, satar ve karı devlete kalır. DSP iktidarında kekik üreticileri kooperatif kuracak devlet onlardan uygun fiyata kekiği alacak, değerlendirecek, satacak ve karını tekrar onların kooperatifine geri verecek bu şekilde üreticilerin ve birliklerinin pazarları genişlemiş olacak, dış satım artacak ve üretici ve birliklerin kalkınması sağlanacak. Ne yazık ki DSP şu ana kadar bu politikaların yeterince halka anlatılması mümkün olmadı ve DSP tek başına iktidara gelemedi.
6 ) DSP ile CHP arasındaki farklardan en önemlilerinden biri de DSP nin kendi dışındaki solu bünyesine kabul etmemesidir. Kurucusu Sn. Rahşan Ecevit, DSP yönetimlerinin oluşmasında bu konuda büyük bir titizlik göstermiş '' bizim dışımızdaki sol'' adını verdiği bu kesime parti kapılarını kapalı tutmuştur ve bu nedenle çeşitli çevrelerden bir çok eleştiri almıştır.
Oysa CHP sol yelpazeyi geniş tutarak her türlü sola kapılarını açmaktadır. Bu nedenle parti sürekli olarak çok başlı ve iç çekişmeler içersinde olmuştur. Bu şekilde, radikal sol ve bölücü akımların da parti içersinde güçlenerek ülke içinde ve dışında seslerini ülkemiz aleyhine, daha iyi duyurma imkanları doğmuştur ki bunun zararını tüm ülkede bölücü akımların gelişmesi olarak gördük ve görmekteyiz.
7 ) CHP kuruluş olarak tepeden kurulmuş bir çatı partisidir. Devletçi ve seçkinci anlayışını değiştirememiş, statükocu olarak kalmıştır.
DSP arkasında dış güçler, herhangi bir şirket veya işadamı sponsorluğu bulunmayan ve halka mal edilmiş yenilikçi bir partidir. Gelişen Türkiye ve Dünya koşullarına ayak uyduracak şekilde programını ve politikalarını, temel ilkelerinden ödün vermeden zamana ve şartlara göre yenileyebilmektedir.
8 ) CHP katı devletçilik anlayışından kurtulabilmiş değildir. Ecevit 12 eylül yönetimlerine karşı çıkarken, bu günkü CHP yöneticileri sessiz kalmayı uygun bulmuşlardır. Oysa solculuk katı devletçilik anlayışı ile bağdaşmaz.
Günümüzde CHP de solculuk sadece devleti savunan bir oluşum halini almıştır.
Atina’ da yapılan Sosyalist Enternasyonal Genel Kurulunda CHP yi darbe yanlısı ve demokrasi karşıtı olarak nitelendirdi.
Bu gün gelinen noktada ne yazık ki AKP parlamentoda elde ettiği güçle başına buyruk bir yönetim sergilemektedir. Karşısında henüz alternatif bir güç oluşturacak parti yoktur. Bu gücü oluşturacak potansiyel partinin DSP olduğuna inanıyorum. Ancak ….

Bu ‘ancak’ ın cevabını sizler vereceksiniz. Bu cevap her birinizin katılımıyla topluca verilen bir cevap olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder